Pazartesi gecesi bir yandan bazı yazılar ve araştırmalar peşindeyken bir yandan da favori futbol programım Telegol’ü seyrediyordum. Program normal seyrindeyken bir an bir Culio lafı çıktı ve kafamı bilgisayardan kaldırıp daha dikkatli takip etmeye başladım ne diyecekler diye. Culio ile ilgili o ana kadar çıkanları gün boyunca görmüştüm ama pek de kulak asmamıştım, sanırım aynı şekilde Galatasaray’lı yöneticiler ve Fatih hoca da umursamamıştır. Her neyse baktım Ziya Şengül ve Erman Toroğlu bir Emenike benzetmesi yaptılar Allah dedim tamam bunun sonun belli ağalar karakola doğru gidiyoruz. Ben söylenenleri dehşetle izliyorum Ziya Şengül konuşuyor, Erman hoca konuşuyor, Serhat Ulueren de program yapımcısı tabi biraz o da körüklüyor (bu sefer bana da abarttı gibi geldi). Nedim Türkmen bağlandı, Ordu Başkanı, o da bizim camiamıza böyle laflar edemez herkes tepki gösterdi biz de feshettik gibisinden laflar etti ben hala aptal aptal bu konuşulanlar gerçek mi diye ekrana yapıştım, bir yandan da Twitter’da millete dert anlatmaya çalışıyorum, yurtdışında ne örnekler var kimse gıkını çıkartmaz, olağan karşılar diye. İşte tam bu noktada Fatih hoca bağlandı dedi S.Ulueren. Yok artık dedim Fatih hocanın programlarla falan işi olmaz abi diyorum kendi kendime ama bir yandan da duyduğumu onaylama çalışıyorum. Terim konuşmaya başladı ve ben kendimle gurur duydum. Ne alaka demeyin düşündüklerimi ve yazdıklarımı Fatih hoca adeta onaylarcasına konuşuyordu. Konuşmasında sesi kimi zaman titriyordu adeta adamcağızın, Allah’ım Fatih Terim’e de bunu yaptılar ya artık bu ülkede her şeyi görürüz şaşırmam dedim kendi kendime. O kadar haklı olarak sinirlenmiş ki bu sene kimseye tek kırıcı laf söylemeyen o adam adeta kendini zor tutuyordu telefon’dan stüdyoya atlamamak için.
Ben orada konuşulanların detayına girmeyeceğim zaten her yerde çarşaf çarşaf çıktı durdu ben sadece bir yeri daha söyleyip Galatasaray’a atılmaya çalışılan bu olayın saçmalığını tek tek önünüze sereceğim. Bir ara Fatih hoca Şampiyonlar Ligi’nden ve karşı karşıya gelen iki takımdan birinin diğerinin oyuncusunu transfer ettiğinden falan bahsetti. Bu oyuncu Xherdan Shaqiri ve takımlar da Basel ve Bayern Münih biliyorsunuz. Bu noktada Erman Toroğlu da şunu söyledi ona cevap olarak “ee iyi diyorsun ya oynadı oynamayacağım demedi”. Onun ardından Terim buna direkt cevap vermedi ve sanırım Erman Toroğlu Fatih hocanın örneğini çürüttüm gibi bir düşünceye de kapıldı.
Evet şu noktadan itibaren başta Erman Toroğlu olmak üzere bütün medya ve Galatasaray’a ve onun hocasına mesnetsiz iddialarla saldıranlara ben birkaç örnekle cevap vermek istiyorum.
Ne yapmış şimdi bizim Arjantinli Culio, ilk önce Ordu’da kalmak istediğini söylemiş ve daha sonra Fatih Terim’in basına “ben Culio’u beğeniyorum göndermezdim bilseydim Arda gidecek” sözlerini açık bir çağrı olarak algılamış ve Galatasaray’a “sezon sonunda” dönmek istediğini belirtmiş ve bunu alenen yapmış. Suçu bu değil mi şimdi Culio’nun. Açıkça Galatasaray’a sezon bittikten sonra dönmek istediğini belirtip benim için zor maç olacak fakat Orduspor camiasına taraftarına saygım var demesi.
Ben bunları ilk duyduğumda helal olsun çocuğa bak çok da güzel Ordu taraftarına da sesleniyor, camiasına da diye algıladım. Fakat işte burası Türkiye diye boşuna söylemiyoruz. Çünkü küçücük kıvılcımdan yangın çıkarmayı sevmek ne kelime bayılırız.
Şimdi size bir bardak suda nasıl fırtınalar kopardığımızı kanıtlıyorum. Yukarıda bahsettiğim Shaqiri olayı var ya hani Erman Hoca cevabı verdiğini zannetmişti işte aslında hiçbir şey bilmeden bu konuda konuştuğunu ve neden olduğunu yazıyorum.
Şampiyon Ligi’nde kuralar 16 Aralık günü çekildi ve Basel ile Bayern Münih eşleşti. Transfer ne zaman oldu Ocak ayında yani eşleşme olduktan sonra. Bayern ne yaptı Şampiyonlar Ligi’nde inanılmazı başarıp Manchester United’ı yenen saf dışı bırakan takımın en iyi oyuncusunu transfer etti ve bunu gelecek sezon için yaptı. Sözleşmeleri imzaladılar ama Bayern dedi ki Basel’e tamam kardeşim sen sezon sonuna kadar benim oyuncumu kullan. Yani oyuncu resmi olarak sezon sonuna kadar Bayern’in değil Basel’in oyuncusu (Erman hoca tapusu Ordu’da sen ne konuşuyorsun Fatih diyor ya) bir nevi kiralama gibi düşünün. Burada aralarında ne konuşuldu başka ben bilemem iki kulübün ama Bayern Teknik Direktörü Jupp Heynckes’le Basel’li Shaqiri arasında Basel – Bayern Münih maçından hemen önce telefonda ne konuşulduğunu biliyorum. Şöyle diyor Shaqiri gelecekteki hocası Heynckes’e “Bay Heynckes bu maçta size gol atsam sorun yaratır mı ?“ ve gülmeye başlıyorlar aralarında ve espriler yapıyorlar. Aynen Shaqiri’nin basına söyledikleri bunlar ve daha başka neler konuşuldu onları da ben bilmem.
Şimdi biz Allah’ıma binlerce şükür olsun ki bu olayı Türkiye’de yaşamadık yani yanlışlıkla Fatih Hoca ve Culio bir ara telefonda konuşup bu Shaqiri olayındaki gibi espriler falan yapmadılar. Culio yabancı ve çağdaş bir adam, profesyonel bir adam bilemez çünkü Türkiye’de herkesin birbirinin kuyusunu kazmaya çalıştığını. Aynı şekilde Fatih hoca da bu ülke standartlarının çok üzerinde düşüncelere sahip ve açık yürekli bir adam. Bu tip bir konuşmayı şansımız varmış ki yapmadılar yoksa ikisi için yıllar sonra “idam” geri getirilirdi.
Shaqiri olayını neden Fatih hoca örnek verdi ve cuk oturdu şimdi anladınız mı ? Ayrıca Biz Türkiye’de her bir şeyin altında bir şeyler ararız ya o zaman ben bu Shaqiri olayını Türkiye’de olmuş gibi düşünüp şöyle bir şey daha ortaya atılmasını beklerim: “Eee Fatih Hoca sen Orduyla çok önemli bir maça çıkıyorsun ve onların en önemli oyuncusu Shaqiri’yi transfer ettin ve adamları zaten psikolojik olarak bitirdin bir de o adamı almayıp onlarda bıraktın böylece adamın sana karşı iyi oynamayıp hatta sana casusluk edip bilgiler vermesini sağladın.” Nasıl bir saçmalama yaptım değil mi ? Şimdi size saçmalama gibi geliyor, e tabi davulun sesi uzaktan hoş gelir, bizde olsaydı ben görürdüm manşetleri, yorumları.
Son verdiğim örneği niye verdim (yaptığım saçmalamadan bahsediyorum) çünkü aynı şekilde Fatih Terim’e ve Galatasaray’a Yiğit olayından, Amrabat olayından, Necati olayından da vurulmaya çalışılıyor. Galatasaray’ın bunlarda izlediği yolu hepiniz biliyorsunuz. Amrabat için yasal olarak kulübüyle görüşüldü ve oyuncuyla tek kelam edilmedi ve o adam Galatasaray’a karşı oynadı. Yiğit yine oynadı Galatasaray’a ve en iyi oynayan adamdı yine. Necati olayında ise transfer sezonu zaten 1 aylık bir dönem ve son günler gelmiş Galatasaray hiç adam alamamış ve 2 senedir ismi dönen Necati’yi almak zorunda kalmış bir yerde ve son 2 günde olduğundan dolayı da bu Galatasaray Antalyaspor maçına denk geliyor ve bundan dolayı Necati de yakışık almaz deyip oynamak istemiyor. Olaylar bu kadar açık ve net şu noktada ben Shaqiri olayına bir bağlama daha yapmak istiyorum. Hiç biriniz analiz etti mi Shaqiri’nin Bayern maçındaki performansını: Koca bir hiçti ve kimse “ ya Xherdan sen sattın takımını, berbat oynadın napıyorsun” gibi saçma sapan suçlamalar yapmadı o çocuğa.
Ceza olayına gelelim. Fatih Hoca’ya Culio’ya ceza verilmeliymiş ya da suçu varsa verilmeliymiş falan gibi akla mantığa zarar açıklamalar yapılıyor ya benim nefesim kesiliyor resmen. Shaqiri’ye o zaman ömür boyu ceza vermek ve Bayern Teknik Direktörü Heynckes’i de onla birlikte asıp kesmek gerekiyor o zaman.
“Yapmayın yukarıda Allah var”
Bu sözü hatırladınız değil mi Mehmet Ali Aydınlar Ali Koç’a serzenişte bulunmuştu böyle. Ben de bütün medyaya ve böyle düşünen insanlara “yapmayın yukarıda Allah var” diyorum.
3 Marttaki QPR-Everton İngiltere Premier Lig maçında Manchester United’dan kiralık gelen Federico Macheda QPR’de kadroya giremeyince şöyle bir tweet atar: “Sinirlerim tepemde, hak ettiğim bu değil, hepsini s..eyim.” Hocasına açık açık küfür eder ve daha sonra QPR teknik direktörü Mark Hughess bu durumla ilgili “kesinlikle bir açıklaması vardır oturup adamı dinleyelim sonra yargılayalım” der. İngiltere Futbol Federasyonu böylesine ağır bir hakerete ne ceza verir biliyor musunuz… 15000 Sterlin.
Cezalar öyle kolay değil Erman Toroğlu. Birilerinin suçu varsa tabi ki kim olursa olsun sonuna kadar çekecek cezasını, bizi ilgilendirmez isimler Fatih Terim, Mourinho, Culio falan. Fakat bizi şu ilgilendirir: eğer 20 yıldır bu ülkede futbolda en büyük başarıları getiren adam Fatih Terim ise, hiçbir zaman böyle alavare dalaverelerle işi olmayan adam Fatih Terim ise, ona karşı atıfta bulunurken işin aslını astarını öğrenip davranmak.
Erman Toroğlu hala Fatih Terim’e “sallamaya” devam ediyor ve hiçbir yeri araştırayım ya da dünyada neler oluyor, bu tip olaylarda nasıl davranıyorlar demiyor. Hürriyet’teki köşesindeki yazısından sonra bu karşı yazıyı yazma gereğini çok açık bir şekilde hissettim Erman Toroğlu’na ve son kez şunu da hatırlatıp bitiriyorum:
İngiltere’de kiralık oyuncular kendi kulüplerine karşı yasak olduğundan dolayı oynayamıyorlar. Siz isteseniz de istemeseniz de kiraladığınız oyuncu size karşı oynayamaz “arkadaş” (hoca çok kullanır bunu). Yani bu demektir biliyor musun Erman Hoca, yani ben Galatasaray’ım ya, devre arasında baktım 5-6 tane iyi oyuncum kadro dışı kalmak zorunda kalıyor ve ben oynamasını istiyorum ve bunları kiralık olarak Ordu’ya, Karabük’e, Manisa’ya serpiştiriyorum ve bu adamlar benim en büyük rakibim olan Fenerbahçe’ye karşı “çatır çatır” oynuyorlar gol atıyorlar, maç kazandırıyorlar ama benim maça geliyor, federasyon “hop” diyor benim kiralıklara, sen kendi takımına karşı oynayamazsın “arkadaş”. Ben de bu durumdan faydalanıyorum.
İşte bu olayı yıllardır herkes Türkiye’de de işlerine geldiği gibi yaptılar fakat suçlanan Fatih Terim hiç tenezzül bile etmedi bu tip ince işlere. Ama İngiltere’de bugünlerde Arsene Wenger bu kiralık sisteminden şikayet ediyor ve diyor ki “ zengin kulüpler çok büyük avantajlar yakalıyorlar, bu değişmeli”
Şimdi bazıları ne yapıyor Galatasaray’ı Fatih Terim’i Culio’nun aklını karıştırmakla ve kendisine karşı oynamamakla suçluyor. Sen ne diyorsun ya yıllardır bu işe tenezzül etmemiş bir adam, bir camia, yine ilk yarıdaki maçta o adamlar oynarken rakibini yenmiş bir adam bir camia bir Culio’ya mı tenezzül edecek.
Sanırım birileri her Arjantinliyi Messi zannediyor.
Erman Hocam aynı köyden bunlar da, yalnız isim soyisim tutmuyor be. Ondan boş ithamlar bunlar.
Haddimi aşarak Galatasaray kulübünün yönetici, hocası, avukatı gibi konuştum fakat Galatasaray’ı Fatih
Terim’i kimse öyle kolay kolay karalayamaz.
Hoşçakalın
MUSTAFA BAYRAK - Uluslararası futbol analisti ve yazarı
MUSTAFA BAYRAK - Uluslararası futbol analisti ve yazarı
No comments:
Post a Comment
Note: Only a member of this blog may post a comment.