Wednesday, February 29, 2012

Brezilya 2002-Brezilya 2012 Ne Değişim Ama-Geriye Doğru

Rivaldo 2002 Dünya Kupası
                                                                                 
                                           (Brazil 2002-2012 What A Change-Backwards) 

(Bu yazının telif hakları yazarına ve bağlı bulunduğu uluslararası organizasyona aittir. Yazarından ve ya yazının yayınlandığı organizasyondan izin alınmadıkça kullanılması yasaktır ve Universal  Copyright Convention(UCC) ile Berne Convention tarafından kabul edilen cezai işlem uygulanır)                   
-Bu yazı dünyanın 20'den fazla ülkesinde değişik formatlarda ve şekillerde, farklı dillerde yayınlanan Mustafa Bayrak'ın Brezilya Analizi'nin sadece bir kısmını içermektedir. 

Milli maçların yeri hep bende ayrıdır. Hangi ülke olursa olsun benim için farketmez, oturup seyretmek, sahadaki o sinerjiyi almak isterim.  Çünkü bir ülkenin insanları aynı forma altında toplanıp bir spor müsabakası yapıyorlar, muazzam bir şey bence. Oradaki ruh, maneviyat, ateş hiçbir kulüp bazlı organizasyonda olmaz hatta olamaz.

Bu hafta içi de bu yüzden benim için çok önemli ve zevkli geçiyor. Futbol milli takımlarının maçları var. 28 Şubat Salı günü için görevim olimpiyatlara hazırlanan Brezilya’nın Bosna Hersek ile olan maçını analiz etmekti. Brezilya’yı çok uzun yıllardır analiz eden biri olarak yurtdışından böyle bir istek gelmesi onur verici bir olaydı benim için. Ülkemizdeki hiçbir organizasyona güvenmeyen Avrupa, en azından bazı spor adamlarına güvenebiliyormuş. Her ne kadar ülkemizde değerimiz pek anlaşılmasa da, bu yüzden içimiz kan ağlasa da, bunlarla avunuyoruz bir nevi.  Bu arada Avrupa’nın çoğu Türk organizasyonuna güvenmemesinin sebebini  biraz düşünün anlayacaksınız.

Her neyse demek istiyorum bu noktada ve Avrupa’nın en büyük futbol istatistik ve analiz kurumlarından birinden gelen bu rica için dostuma çok teşekkür ediyorum ve onlara İngilizcesini gönderdiğim yazımın bir bölümünü sizinle paylaşmak istiyorum.



“Brezilya sahaya çıkarken bir an kendimi 2002 Dünya Kupası’na götürdüm ve Türkiye maçındaki Brezilya 11’ine bir göz attım. Kimler varmış bakalım; Kalede Marcos, savunmada Lucio, Roque Junior, R.Carlos, Cafu, orta alanda Edmilson, Juninho, Gilberto Silva, Rivaldo Ronaldinho ve en ileride Ronaldo.
Kadroyu görünce insanın gözleri kamaşıyor değil mi ? Gerçekten mükemmel  bir jenerasyon. İnanılmaz yeteneklerini, oyun zekası, yarıdmlaşma ve fizikle birleştiriyordu o Brezilya takımı. Şimdi de isterseniz Bosna Hersek maçı 11’ine bir bakalım ve karşılaştırma yapalım biraz. Kalede Cesar, savunmada D.Alves, D.Luiz, T.Silva, Marcelo, orta sahada Sandro, Hernanes, Ronaldinho, Fernandinho, hücumda Neymar ve L.Damiao. Kadro buydu son maçın. Şöyle baktığımız zaman bile burun kıvırıyoruz sanırım 2. kadroya. Ben şahsen 2. kadroyu 2002 Dünya Kupası’na götürsek gruptan ancak çıkar diyorum ve Türkiye’yi zar zor 2-1 yenen o süper kadronun rezervi bile olmaz düşüncesindeyim. Hatırlayalım o günü, 3 Haziran 2002 yerel saat ile 18.00. O muhteşem ayak oyunları yapan, aklını yetenekleriyle birleştiren efsane Brezilya, 45+2’deki Hasan Şaş’ın golüyle neye uğradığını şaşırmış ve soyunma odasına 1-0 geride gitmişti. 2. yarıya tecrübesini ve ağırlığını koyarak başlamış ve 50’de Ronaldo golü atmış ve son dakikalarda garip bir penaltı pozisyonuyla Rivaldo 2-1’lik galibiyeti getirmişti. Son dakikada Brezilya ne hale düşmüştü hatırlıyor musunuz, Rivaldo Hakan Ünsal’dan yumruk yemiş gibi numara yapmış ve yerde zaman geçirmek için kıvranmıştı, ki daha sonra Fifa, Rivaldo’ya 7350 dolar ceza vermişti. Dünyada herkes etik olmayan bu durumu konuşmuş ve Rivaldo da şu cevabı vermişti: “Bu bir şey mi, siz daha neler göreceksiniz diğer takımlarda.”

İşte O Brezilya o kadar güçlü olmasına rağmen o günkü Türkiye’yi çok zor yenmiş kaleye çekilen şutlar dışında hiçbir istatistikte üstünlük sağlayamamıştı, ki oradan Brezilya Dünya şampiyonluğuna, Türkiye 3.lüğe koşacaktı. 

Gelelim düne, kadroda bulunan Ronaldinho, 2002 takımından kalan 3 adamdan biri(diğer ikisi Kaka ve Luizao). Roni, 11’de başladı düne ve bir olumlu hareket yapmadı sahada arkadaşlarının yaş ortalamasını yükseltmekten başka. Forvette Damiao ve Neymar ikilisi bireysellikte çığır açmak için sahaya çıktıklarını çok net belli ediyorlardı. 50 milyon Euro teklif edilip verilmeyen Neymar, Avrupa’nın o sert defansı karşısında nasıl eriyip gittiğini gösterdi. Sanırım fiyatı yarı yarıya düşürmüştür gerçek futbol insanlarının gözünde. Defansif orta sahada oynayan Sandro’nun Felipe Melo’dan bir artısını göstersinler ben bundan sonra yazarlığı, futbol analizini bırakırım. En azından Melo, sertlik ve hareket getiriyor o bölgeye.Ofansif kanatlardaki Hernanes ve Fernandinho bu takım için ancak yedek olabileceklerini daha ilk hazırlık maçından gösteriyorlar. Savunmanın ortasındaki 2’liye bir bakın, ne yapıyorlardı maçta, ön tarafın pisliğini, artığını toplamaya çalıştılar, çünkü orta saha yoktu, bir de çok savunmacı bekler olunca defansın ortası çok hata yapmak zorunda kaldı. Kaleci Julio Cesar, öyle bir gol yedi ki sanırım Türkiye’de olsa şike yapıştırması yapılıp, şimdiden bir soruşturma açılmıştı.

Menezes’in bu takımla çok işi var gözüküyor, bu arada Dani Alves ve Marcelo takımın en iyileriydi onu söyleyelim fakat şunu da hatırlatalım, çocuklar biraz da savunma yapın, zaten 6 tane savunması hiç olmayan adamla oynuyorsunuz bir de siz savunma yapmazsanız bu takım nasıl toparlanacak.

Brezilya efsanesi, Pele’nin milli forma altında attığı 77 gol(en çok), Cafu’nun 142 kez o milli formayı giymesi (en çok), 14 yıl aralıksız FIFA dünya sıralamasında 1. Sırada olmak(1993-2007 arası), Socrates, Zico, Bebeto, Romario, Ronaldo, Jairzinho, Carlos Alberto ve diğerleri; bunların o takıma kattıkları, verdikleri için sanırım şimdiki jenerasyonun çok ama çok çalışması gerekecek. Kalitenin 70 yıllık dönem içinde en kötüsü olduğu yönünde çok belirgin doneler var ve Brezilya tarihinde en düşük FIFA sıralaması 8 olan bir ülke ve şu anda 7. sırada.

Şunu da ekleyelim, Brezilya-Bosna Hersek maçında çok iyi savunma takımı olduğunu göstermiştir Bosna Hersek onu söyleyelim ve bir parantez de Misimovic diyelim ve takımına çok zararı olduğunu söyleyelim, o göbek, o yağlar, bir güreşçi edasında sahada dolaşması biraz garipti.

Çok garip yerlerden bir bağlantıyla sona geldik fakat şunu da net bir şekilde görmüşüzdür ki 2002 Dünya Kupası’nda oynayan kadrolar ve şimdiki kadrolar, oyunlar o kadar değişti ki, kalitenin her ülke için yükseleceğine düştüğünü söylemek sadece bizler için malumun ilanıdır.

Bu yazıyı okuyan her milletten dostlarımız, arkadaşlarımız olacak, şunu unutmayın sevgili dostlar, endüstri büyüyor fakat mantelite zayıflıyor, futboldan aldığımız zevk azalıyor. Oyun kalitesi düşüyor. Sadece bunun bir eğlence, zevk ve tutku olduğunu unutanlar bunu spor ekonomisi adı altında mahvetmeye başladılar. İngiliz olabilirsin, Japon, Rus, Ganalı, Amerikan, Türk, Kamboçyalı ve ya vatansız olabilirsin fakat bu aktiviteyi(futbolu) seviyorsun hem de çok biliyoyoruz fakat şunu bil ki senin anlam veremediğin bu kalite düşüşüne birileri çok anlam yükleyebilir.

Bu analizimi dünyanın en ücra köşesine ulaştıracak olan sevgili dostlarıma, bir selam veriyorum ve son olarak bir Türk olarak Brezilya Milli Takımı’nın analizinin bana verilmesinin ne denli önemli bir görev olduğunu biliyorum  ve bunun çok farklı ajanslara ve kuruluşlara gönderilecek olmasından dolayı da tekrar teşekkür ediyorum.

Türkiye Milli Takımı’nın analizinde görüşmek üzere (Her ne kadar Türkiye’de ki kendini büyük atfeden kuruluşlar benimle böyle bir şey için temasa geçme lütfunda bulunmasa da dünyada tanınmak çok garip değil mi, ne diyeyim, Türk basınına Allah akıl fikir versin)     

MUSTAFA BAYRAK ( ULUSLARARASI FUTBOL ANALİSTİ VE YAZARI)        

No comments:

Post a Comment

Note: Only a member of this blog may post a comment.