Evet yine 2 hafta öncesinden konuşmaya başladık ve günler azaldı, Fenerbahçe Galatasaray maçı geliyor.
Durum bu sene her zamankinden daha enteresan. Çok açık bir şekilde Galatasaray şampiyonluğun favorisi onun takipçisi olan Fenerbahçe de play-off avantajını kullanıp şampiyonluk hesapları yapıyor(bu, şike cezalarının verilmeyeceği göz önüne alınarak söylenmiştir). 9 puanlık fark ile son 4 haftaya giren Galatasaray normal üst düzey bir Avrupa Ligi’nde olmuş olsaydı şu anda şampiyonluğunu kutluyor olacaktı, fakat şu anda tabi ki play-offun da üstesinden gelmesi gerekiyor. Bunlar bizlere ders olması gereken durunlar gibi gözüküyor, çünkü büyük olduğunu iddia eden hiçbir lig böyle 2. Sınıf Avrupa Ligi uygulamalarına gitmiyor. Umarız önümüzdeki seneden itibaren büyük ülkelerdeki gibi olması gereken normal sisteme de dönüş yaparız ki 34 maçlık alın teri de anında hak ettiğini bulur.
Şimdi gelelim Fenerbahçe Galatasaray maçına,
31. Hafta karşılaşması, son 6 maçını kazanmış olan Galatasaray 10 yıldır kazanamadığı Kadıköy’e gidiyor. Fenerbahçe’deki iniş çıkışlar aşikar, fakat kendi sahasında her zaman olduğu gibi oldukça etkili oynuyor. Bu sefer de Galatasaray’ı yenmeye yetecek mi, aslında bunu Galatasaray’ın performansı belirleyecek gibi duruyor. Çünkü Fenerbahçe Galatasaray’a göre daha kırılgan ve defansı sorunlu bir takım. Top tutmakta zorlanan Fenerbahçe takımı 17 Mart 2012 saat 20:00’ı gösterdiğinde sahada Galatasaray’ın baskına ne kadar direnebilecek o sonucu gösterecektir diyorum ve şunu da ekliyorum; Fenerbahçe eğer tek forvet ile yine aynı sistemle oynarsa, yani Sow ileride ve arkasından orta saha oyuncularının olduğu bir diziliş Fenerbahçe’nin ataklarını çok kısırlaştıracaktır. Çünkü Galatasaray savunmasının ortasındaki iki isim, Semih ve Ujfalusi, çok alan bırakmayan ve sert oynayan isimler, böyle olunca Sow devre dışı kalacak, buna müteakip kanatların ve Alex’in çok açık alanlar bulması gerekir ki pozisyonlara girebilsinler. Bu durumda çok mümkün durmuyor, bildiğimiz gibi Alex’in başında Felipe Melo ve Selçuk olacak. İlk maçta Alex adım atamamıştı. Son haftaların yıldız ismi Stoch, bu Fenerbahçe Galatasaray maçının Fenerbahçe adına çok kilit ismi gibi gözüküyor ve burada sanıyorum ki Eboue özel görevli olacak. Eboue’nin ona bırakacağı açıklık Fenerbahçe’nin çok işine gelecek bir durum fakat Aralıktaki maçta işe yaramamıştı bu düşünce, çünkü Eboue adım attırmamıştı kendi kanadındaki oyuncuya.
31. Hafta karşılaşması, son 6 maçını kazanmış olan Galatasaray 10 yıldır kazanamadığı Kadıköy’e gidiyor. Fenerbahçe’deki iniş çıkışlar aşikar, fakat kendi sahasında her zaman olduğu gibi oldukça etkili oynuyor. Bu sefer de Galatasaray’ı yenmeye yetecek mi, aslında bunu Galatasaray’ın performansı belirleyecek gibi duruyor. Çünkü Fenerbahçe Galatasaray’a göre daha kırılgan ve defansı sorunlu bir takım. Top tutmakta zorlanan Fenerbahçe takımı 17 Mart 2012 saat 20:00’ı gösterdiğinde sahada Galatasaray’ın baskına ne kadar direnebilecek o sonucu gösterecektir diyorum ve şunu da ekliyorum; Fenerbahçe eğer tek forvet ile yine aynı sistemle oynarsa, yani Sow ileride ve arkasından orta saha oyuncularının olduğu bir diziliş Fenerbahçe’nin ataklarını çok kısırlaştıracaktır. Çünkü Galatasaray savunmasının ortasındaki iki isim, Semih ve Ujfalusi, çok alan bırakmayan ve sert oynayan isimler, böyle olunca Sow devre dışı kalacak, buna müteakip kanatların ve Alex’in çok açık alanlar bulması gerekir ki pozisyonlara girebilsinler. Bu durumda çok mümkün durmuyor, bildiğimiz gibi Alex’in başında Felipe Melo ve Selçuk olacak. İlk maçta Alex adım atamamıştı. Son haftaların yıldız ismi Stoch, bu Fenerbahçe Galatasaray maçının Fenerbahçe adına çok kilit ismi gibi gözüküyor ve burada sanıyorum ki Eboue özel görevli olacak. Eboue’nin ona bırakacağı açıklık Fenerbahçe’nin çok işine gelecek bir durum fakat Aralıktaki maçta işe yaramamıştı bu düşünce, çünkü Eboue adım attırmamıştı kendi kanadındaki oyuncuya.
Fenerbahçe karşısında Galatasaray bana göre normal şartlarda çok avantajlı, hem savunma hem hücum yönünden, buna karşılık taraftar baskısıyla hızlı bir Fenerbahçe başlangıcı olursa her zamanki gibi bu da madalyonun diğer tarafının olduğunu gösterir.
Galatasaray’ın savunmasını söyledik, hücumuna bakarsak Elmander-Necati ikilisi oldukça tutmuş gözüküyor. Oturmuş Galatasaray iskeletine cuk oturan Necati Ateş mükemmel bir “deplasman” performansı sergiliyor şimdiye kadar. Hücumda bir tek kanat sıkıntısı çeken Galatasaray biraz çakma kanatlarla oynasa da diğer oyuncuların ve beklerin yardımıyla bunun üzerinden geliyor gözüküyor. Ne Riera, ne Emre Çolak, ne de Engin Baytar klasik kanat görüntüsünü sergileyemediğinden kanattan içeri girişler biraz beklere ve koşu yapan Melo’ya kalıyor gözüküyor. Bunlar da mükemmel çalışsa zaten Galatasaray şu anda Avrupa’nın üst düzey takımlarıyla başa baş oynayabilecek forma ve performansa gelebilir.
Göreceğiz 17 Mart 2012 saatler akşam 8’i gösterdiğinde sonuç ne olacak. Benim burada yazdıklarım sadece birer öngörü ya da palavra olarak mı kalacak yoksa tek tek çıkacak mı. Ne olursa olsun umarız maçtan sonra yenilen takım hakeme bahane bulmaya çalışmaz, ya da saha içinde insanlığını kaybeden oyunculardan örnekler görmeyiz.
Mustafa Bayrak (Uluslararası Futbol Analisti ve Yazarı)
No comments:
Post a Comment
Note: Only a member of this blog may post a comment.